ÇOK GÜZELSİNİZ, PEKİ GÜZEL
KONUŞUYOR MUSUNUZ ?
Kendinizi
ifade edemiyorsanız ve anlaşılamıyorsanız “YOKSUNUZ”…
Hayatımız boyu bir çok konuda kendimizi geliştirmek,
yenilemek, güzelleşmek, konforu yaşamak için çalışıyoruz, zaman ve para
harcıyoruz. Peki sahip olduğunuz ne olursa olsun onu anlatamadığınız, karşınızdakine
aktaramadığınız ve bu bir ürünse eğer satamadığınız zaman hiçbir anlamı
olmadığını görüyoruz. O yüzden ne kadar güzel ve etkili konuşursanız,mimik ve
jestlerinize hakim olursanız, beden dilinizi kullanırsanız o kadar güçlü bir
etkiniz olur.
“Ses
Tonunuz Hayatınızın Rengidir…”
Ses, insanın kişiliğini yansıtır. Gözlem yeteneği güçlü
bir kimse, her hangi biri ile birkaç dakikalık konuşma sırasında, onun hangi
özellikte bir insan olduğu hakkında genel yargıya varabilir.Telefonla
konuşurken bile gülümseyin enerjiniz karşıya geçecektir
Diksiyonda başarı; kişinin okuduğunu, söylediğini içinde
duyabilmesine, içinden geldiği gibi sıcak, içten söyleyebilmesine bağlıdır. Konuşmanın
havasına girebilen bir kişi, söylediklerine bir anlam derinliği ve inceliği
kazandırır.
Bazen bir tek kelimenin telâffuzu bile, o kişinin
geçmişi, öğrenim derecesi, zihin faaliyeti ve yeteneği hakkında fikir
verebilir. Ses; dalgınlık, kayıtsızlık, korkma, utanma, kibirlilik, kendini
beğenme, dikkatsizlik, bünyece zayıflık vb. birçok özellikleri ortaya
koyabilir. Aynı zamanda o kimsenin uyanık, yetenekli, dengeli, atak, makul,
cesur olduğunu da gösterebilir. Kaba, pürüzlü, sert, haşin, genizsil, çok ince
sesler; dinleyenler üzerinde iyi bir etki bırakmaz.
Bu alanda başarılı olabilmek için aşağıda belirtilen iyi
bir konuşma sesinin niteliklerini bilmek gerekir.
* Sesin
işitilebilir olması
* Canlılık
* Sesin
ayarlanması
* Anlatımda
değişiklik
* Temiz ve doğru
söyleyiş
"Hitabette
galip gelen, kelimeler değil; kelimelerin nasıl söylendiğidir."
Karşılıklı konuşmanın ilk istediği şey açıklık ve
bütünlüktür. Sözün ağızdan çıktığı anda anlaşılmasını sağlayacak bir telâffuz
yeteneği, topluluk önünde konuşanlar için son derece önemlidir.
Dinleyiciler, hatibin sesinin tonundan ya da kalitesinden
ötürü, hatip hakkında yanlış intiba edinirlerse büyük bir ihtimalle kabahat
hatibindir. Sert, tiz ya da zayıf bir ses, gevşek bir telâffuz, hatibin
mesajından çok şey eksiltir. Sözlü anlatım çalışmalarının ilk kısmında sesin
yeterli ve uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Ses doğru çıkaklarında çıkarılmalı ve iyi tınlamalıdır.
Bazı sesler, tınısı bakımından kulağa hoş gelir; ama bazıları da ses tonunun
iyi ayarlanamamasından ya da çok sert, çok tiz olduklarından kulağı tırmalar.
Tınısız ya da donuk bir ses, inandırıcı olamaz ve beklenen etkiyi meydana
getiremez. Bunun için çıkarılan ses, iyi ayarlanmış ve ahenkli olmalıdır.
Söyleyişte en küçük bir yanlışa bile rastlanmamalıdır; ton değişikliği, duygu
ve düşüncelerin bütün özelliklerini en iyi şekilde yansıtmalıdır.
Ses perdesinin düzeyi (esneklik); pes, orta ya da tiz
olabilir. Esneklik, ses hacminin değişikliğe bağlı olan ses tonunu ya da perde
değişikliğini kapssar. Ses, yükseltildiği zaman hacimce büyür; alçaltıldığı
zaman ise küçülür. Konuşmaların tekdüzelikten kurtulması için, ses hacminin ve
perdelerinin karışık olarak kullanılması gerekir.
“Sesinizi değil,
sözünü yükseltin…”
Sesin esnek olmasının şu anlamları vardır:
Kuvvetli ve
yüksek ton: ÖFKE, HOŞNUTSUZLUK
Tatlı ve biraz
yükselen ton: SEVGİ, ŞEFKAT
Hafif sesle orta
ton : DÜŞÜNCE
VE SÜKÛNET
Bir
yukarıdakinin daha üstünde ton : ATEŞLİLİK VE CİDDİYET
Kuvvetli bir
sesle alçak ton: DUYGU
VE DÜŞÜNCEDE DAYANIKLILIK
Tatlı bir ses ve
alçak ton: AĞIRLIK
Fısıltı hâlinde
ton: SİNSİ
VE ALDATICI BİR DURUM
Sesin ton değişiklikleri, önemli yerleri vurgulamayı ve
tekdüzeliği önlemeyi sağlar. Genel olarak konuşmaya orta bir tonla başlanır,
ses yavaş yavaş yükseltilir.
Güzel ve etkili konuşmanın ilkeleri şu başlıklar altında toplayabiliriz.
İyi Bir Konuşmacı, Konusuna Hakimdir.
İster kalabalık bir gruba konferans veriyor, isterse
arkadaş sohbetinde anısını anlatıyor olsun, ne söyleyeceğini bilir; kendine,
bilgisine ve birikimine olan güvenini karşıya aktarır. Bunu sağlayabilmek için
de çok yönlü bir ön hazırlık yapar. Kendisine yöneltilebilecek soruları
yanıtlayabilecek, ya da en azından doğru yönlendirebilecek kapasitededir.
Bilgi dağarcığının zenginliği, düşünsel yetkinliğini de
arttıracak, neyi ne kadar söylemesinin daha uygun olacağına, dinleyicisini
gözeterek, kolayca ve doğru olarak karar verebilecektir. Çünkü, konusuyla
ilgili tüm ayrıntılar dinleyenleri ilgilendirmeyebilir. Bu durumda kişinin bir
seçme yapması gerekecektir. Konusunun bütününe olan hakimiyeti, gerekliyi
gereksizden ayırt edebilmesini, seçenek sunabilmesini ve anında değişim
yapabilme esnekliğine sahip olmasını getirecektir.
İyi Bir Konuşmacı, İyi Bir Gözlemcidir
Çevresinden algıladıklarını, duyguları ve birikimiyle
harmanlayıp, eyleme dönüştürebilir. Kendini çevreleyen dünyaya, çevresindeki
insanlara, olaylara ve durumlara karşı uyanıktır. Bunlarla ilgili gözlem ve
bilgileri, konuşmalarını zenginleştirmek, somutlaştırmak ve etkileyiciliğini
arttırmak için kullanır. Gözlem yeteneğini geliştirmek, konuşma eylemi sürerken
dinleyicinin tepkilerini izlemesini ve bu tepkiler doğrultusunda gerekli
değişimleri yapabilmesine olanak sağlar.
İyi Bir Konuşmacı, Dinleyicisini Tanımaya
Çalışır
Karşılıklı konuşacağı ya da karşılarında konuşacağı
kişilerin niteliklerini, alışkanlıklarını, tercihlerini ve eğilimlerini önceden
bilmek, konuşmacının hazırlık aşamasında çok işine yarar. Örneğin, aralarında
bir kadın bulunan altı-yedi kişilik bir gruba, kadınları küçük düşüren bir
fıkra anlatmak, o kadın dinleyiciyi rahatsız edebilir. Hele de bu konulara
fazlasıyla duyarlı bir kişiyse, aşırı bir tepki verebilir. Dolayısıyla,
güldürerek duruma egemen olmayı amaçlayan konuşmacı, tam tersine olumsuz,
gergin bir ortamın oluşmasına yol açabilir.
İyi Bir Konuşmacı, Sesini İyi Kullanır
Ses kasının kapasitesini bilir ve konusunun gereklerine
göre tonunu değiştirebildiği gibi, ses yüksekliğini de bulunulan yerin
büyüklüğüne, grubun kalabalık olmasına ve niteliğine göre ayarlar. Sesinin
tınısındaki özellikleri, akışın tekdüzeliğini kırmak için bilinçli bir biçimde
kullanılabilir. Yeri geldikçe sesini inceltmesi, kalınlaştırması ya da ses
tonunu yükseltip, düşürmesi dinleyenler üzerinde olumlu etkiler yapar.
Konuşmacı bir anlamda zengin tınlayan bir ‘ konuşma ezgisi’ oluşturur.
İyi Bir Konuşmacı, Heyecanını Denetler
Konuşma sırasında soluk alıp verme dengesini iyi
ayarlayarak, heyecanını denetim altında tutabilir. Denetimsiz heyecanın yol
açtığı kesiklikleri, titremeleri, ses yetersizliklerini, düşünce boşluklarını,
sözcük kayıplarını ve davranış bozukluklarını engelleyebilir. Hatta heyecanını,
konuşmasının iç dinamiği biçimine dönüştürerek, etkileyici bir canlılık
kazanır.
İyi Bir Konuşmacı, Diksiyon
Kurallarını Doğru Uygular
Düşüncesini en iyi ifade edecek sözcükleri seçer,
cümlelerin kuruluşuna özen gösterir, bunları diksiyon kurallarının
gerektirdiği biçimde seslendirir. Harfleri boğumlandırırken, sözcüklerin doğru
ve kolay anlaşılır olmasına çalışır. Dilin yapısal özelliklerini ve
seslendiriliş biçimlerini etkileyici bir doğallıkla kullanır. Dile
hakimiyetinin sağladığı inandırıcılık, güven ve saygınlığın, karşıya aktarmayı
amaçladığı düşüncesini ifade etmekle zorlanmaz, konuşması sözcük aramakla
bölünmez, düşünme payı sözcüklerini kullanma gereksinimi duymaz.
İyi Bir Konuşmacı, Beden Dilini İyi Kullanır
İçinde bulunduğu ortama göre sözlerini destekleyecek
mimikleri, el-kol hareketlerini, beden açılarını, duruş ve oturuş biçimlerini
karşısındakileri gözeterek ayarlar. Göz temasını, dikkati besleyecek bir unsur
olarak çekinmeden, ustaca kullanır. Vurgulamalarına jestlerle canlılık ve boyut
katar, dinlemeyi ve anlamayı kolaylaştırır. İçeriğindeki önemli bölümleri beden
diliyle destekleyerek, aklıda kalıcılığını arttırmaya çalışır. Yaptığı tüm
mimik, jest ve davranışlar, kişiliğiyle uyumlu ve doğal olduğundan dinleyiciyi
irkiltmez, özden koparmaz.
İyi bir konuşma yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır.
İster topluluk önünde konuşalım,
ister arkadaş çevrelerinde konuşalım, bizi dinleyenlerin inançlarını, değer
yargılarını göz önünde bulundurmalıyız. Elbette ki, her konuşmanın bir mesajı
vardır. Bunun için de onların duygularını sömürmekten özellikle kaçınmalıyız. Yapıcı
konuşma, dinleyicilerin inançlarını, değer yargılarını, düşüncelerini olumlu
bir yönde değiştirmeyi amaçlar.
İyi bir konuşma, ilginç ve değerli konuları kapsar.
Seçeceğimiz konunun hem kendimiz
için, hem de dinleyiciler için ilginç olması gerekir. Açık bir gerçektir ki,
ilgi duymadığımız bir konuda rahatça konuşamayız. Üzerinde konuşabileceğimiz
konular sayısızdır. Ayrıca, konuşmanın düzeyini belirlemede de seçilen konunun
büyük bir payı vardır.
İyi bir konuşma, konuşmacının kişiliği ile bütünleşir.
Konuşmacının kişisel nitelikleri
ile konuşma arasında sıkı bir etkileşim vardır. Sözgelimi, yalancılığı,
ikiyüzlülüğü herkesçe bilinen birinin “yalancılığın kötülükleri” üzerinde
yapacağı bir konuşma, kimseyi inandırmaz. Bunun gibi, konuşucunun kişisel görünüşüyle
sözleri arasında da bir bağlantı kurmak ister dinleyici. Bu yüzden, konuşmanın
inandırıcılığında konuşmacının kişiliği önemli etkenlerden biridir
İyi bir konuşma, belli bir amaca yönelir.
Amaç, dinleyiciler üzerinde
konuşmacının bırakmak istediği etkidir. Dinleyicilerimize neyi vermek
istiyoruz, onları neye, hangi gerçeğe yönelteceğiz? Konuşmamız süresince bu
soruları göz önünde tutmak zorundayız. Bu amaca, yönelmeden yapacağımız
konuşma, dağınık, etkisiz kalacak, dinleyicilerimizde bir karşılık uyandırmayacaktır.
İyi bir konuşma, konuşmayı etkileyen etkenleri çözümleyerek oluşur.
Konuşmayı etkileyen etkenler
şunlardır: Konu, dinleyici, ortam ve konuşmacı. İyi bir konuşma yapabilmek için
bu öğeleri ayrı ayrı, bir bütün olarak değerlendirmeli, çözümlemeliyiz.
Üzerinde konuşacağımız konunun boyutları nelerdir? Dinleyicilerimiz yönünden
önemi nedir? Kimler için konuşacağız? Konuşacağımız kişilerin toplumsal,
kültürel, ekonomik durumları, yaş, cinsiyet özellikleri nedir? Nerede, ne kadar
süreyle konuşacağız? Konuşmacı olarak kendi durumumuz nedir? Bu soruların
üzerinde durup bir bütün olarak bunları değerlendirmemiz gerekir. Konuşmamızı
hazırlama ve düzenleme aşamasında bu soruları göz önünde tutmazsak başarılı
konuşma yapamayız.
İyi bir konuşma, sağlam bir konuşma yöntemi üzerine kurulur.
Yöntemimizi amacımıza ve konuşma
öğelerini değerlendirmemize göre seçmemiz gerekir. Genellikle konuşmalarda 4
ana amaç ve bu amaçlara yönelik 4 ana yöntem vardır: Tartışma, savunma, öğretme
ve duygulandırma. Amaçla yöntem arasındaki bağlantıyı kurmak, başarılı bir
konuşmanın önkoşullarından biridir.
İyi bir konuşma sağlam bilgilere dayanır.
Hangi konuyu seçersek seçelim, o
konu üzerinde rahatça, doğal bir biçimde konuşabilmemiz, konunun gerektirdiği
bilgileri, araç ve gereçleri edinmemize bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder