23 Haziran 2016 Perşembe

ÇOK GÜZELSİNİZ, PEKİ GÜZEL KONUŞUYOR MUSUNUZ ?

ÇOK GÜZELSİNİZ, PEKİ GÜZEL KONUŞUYOR MUSUNUZ ?
Kendinizi ifade edemiyorsanız ve anlaşılamıyorsanız “YOKSUNUZ”…
Hayatımız boyu bir çok konuda kendimizi geliştirmek, yenilemek, güzelleşmek, konforu yaşamak için çalışıyoruz, zaman ve para harcıyoruz. Peki sahip olduğunuz ne olursa olsun onu anlatamadığınız, karşınızdakine aktaramadığınız ve bu bir ürünse eğer satamadığınız zaman hiçbir anlamı olmadığını görüyoruz. O yüzden ne kadar güzel ve etkili konuşursanız,mimik ve jestlerinize hakim olursanız, beden dilinizi kullanırsanız o kadar güçlü bir etkiniz olur.
“Ses Tonunuz Hayatınızın Rengidir…”
Ses, insanın kişiliğini yansıtır. Gözlem yeteneği güçlü bir kimse, her hangi biri ile birkaç dakikalık konuşma sırasında, onun hangi özellikte bir insan olduğu hakkında genel yargıya varabilir.Telefonla konuşurken bile gülümseyin enerjiniz karşıya geçecektir
Diksiyonda başarı; kişinin okuduğunu, söylediğini içinde duyabilmesine, içinden geldiği gibi sıcak, içten söyleyebilmesine bağlıdır. Konuşmanın havasına girebilen bir kişi, söylediklerine bir anlam derinliği ve inceliği kazandırır.
Bazen bir tek kelimenin telâffuzu bile, o kişinin geçmişi, öğrenim derecesi, zihin faaliyeti ve yeteneği hakkında fikir verebilir. Ses; dalgınlık, kayıtsızlık, korkma, utanma, kibirlilik, kendini beğenme, dikkatsizlik, bünyece zayıflık vb. birçok özellikleri ortaya koyabilir. Aynı zamanda o kimsenin uyanık, yetenekli, dengeli, atak, makul, cesur olduğunu da gösterebilir. Kaba, pürüzlü, sert, haşin, genizsil, çok ince sesler; dinleyenler üzerinde iyi bir etki bırakmaz.
Bu alanda başarılı olabilmek için aşağıda belirtilen iyi bir konuşma sesinin niteliklerini bilmek gerekir.
* Sesin işitilebilir olması
* Canlılık
* Sesin ayarlanması
* Anlatımda değişiklik
* Temiz ve doğru söyleyiş
"Hitabette galip gelen, kelimeler değil; kelimelerin nasıl söylendiğidir."
Karşılıklı konuşmanın ilk istediği şey açıklık ve bütünlüktür. Sözün ağızdan çıktığı anda anlaşılmasını sağlayacak bir telâffuz yeteneği, topluluk önünde konuşanlar için son derece önemlidir.
Dinleyiciler, hatibin sesinin tonundan ya da kalitesinden ötürü, hatip hakkında yanlış intiba edinirlerse büyük bir ihtimalle kabahat hatibindir. Sert, tiz ya da zayıf bir ses, gevşek bir telâffuz, hatibin mesajından çok şey eksiltir. Sözlü anlatım çalışmalarının ilk kısmında sesin yeterli ve uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Ses doğru çıkaklarında çıkarılmalı ve iyi tınlamalıdır. Bazı sesler, tınısı bakımından kulağa hoş gelir; ama bazıları da ses tonunun iyi ayarlanamamasından ya da çok sert, çok tiz olduklarından kulağı tırmalar. Tınısız ya da donuk bir ses, inandırıcı olamaz ve beklenen etkiyi meydana getiremez. Bunun için çıkarılan ses, iyi ayarlanmış ve ahenkli olmalıdır. Söyleyişte en küçük bir yanlışa bile rastlanmamalıdır; ton değişikliği, duygu ve düşüncelerin bütün özelliklerini en iyi şekilde yansıtmalıdır.
Ses perdesinin düzeyi (esneklik); pes, orta ya da tiz olabilir. Esneklik, ses hacminin değişikliğe bağlı olan ses tonunu ya da perde değişikliğini kapssar. Ses, yükseltildiği zaman hacimce büyür; alçaltıldığı zaman ise küçülür. Konuşmaların tekdüzelikten kurtulması için, ses hacminin ve perdelerinin karışık olarak kullanılması gerekir.
“Sesinizi değil, sözünü yükseltin…”
Sesin esnek olmasının şu anlamları vardır:
Kuvvetli ve yüksek ton:                                 ÖFKE, HOŞNUTSUZLUK
Tatlı ve biraz yükselen ton:                            SEVGİ, ŞEFKAT
Hafif sesle orta ton :                                      DÜŞÜNCE VE SÜKÛNET
Bir yukarıdakinin daha üstünde ton :            ATEŞLİLİK VE CİDDİYET
Kuvvetli bir sesle alçak ton:                           DUYGU VE DÜŞÜNCEDE DAYANIKLILIK
Tatlı bir ses ve alçak ton:                               AĞIRLIK
Fısıltı hâlinde ton:                                          SİNSİ VE ALDATICI BİR DURUM
Sesin ton değişiklikleri, önemli yerleri vurgulamayı ve tekdüzeliği önlemeyi sağlar. Genel olarak konuşmaya orta bir tonla başlanır, ses yavaş yavaş yükseltilir.
Güzel ve etkili konuşmanın ilkeleri şu başlıklar altında toplayabiliriz.
İyi Bir Konuşmacı, Konusuna Hakimdir.
İster kalabalık bir gruba konferans veriyor, isterse arkadaş sohbetinde anısını anlatıyor olsun, ne söyleyeceğini bilir; kendine, bilgisine ve birikimine olan güvenini karşıya aktarır. Bunu sağlayabilmek için de çok yönlü bir ön hazırlık yapar. Kendisine yöneltilebilecek soruları yanıtlayabilecek, ya da en azından doğru yönlendirebilecek kapasitededir.
Bilgi dağarcığının zenginliği, düşünsel yetkinliğini de arttıracak, neyi ne kadar söylemesinin daha uygun olacağına, dinleyicisini gözeterek, kolayca ve doğru olarak karar verebilecektir. Çünkü, konusuyla ilgili tüm ayrıntılar dinleyenleri ilgilendirmeyebilir. Bu durumda kişinin bir seçme yapması gerekecektir. Konusunun bütününe olan hakimiyeti, gerekliyi gereksizden ayırt edebilmesini, seçenek sunabilmesini ve anında değişim yapabilme esnekliğine sahip olmasını getirecektir.
İyi Bir Konuşmacı, İyi Bir Gözlemcidir
Çevresinden algıladıklarını, duyguları ve birikimiyle harmanlayıp, eyleme dönüştürebilir. Kendini çevreleyen dünyaya, çevresindeki insanlara, olaylara ve durumlara karşı uyanıktır. Bunlarla ilgili gözlem ve bilgileri, konuşmalarını zenginleştirmek, somutlaştırmak ve etkileyiciliğini arttırmak için kullanır. Gözlem yeteneğini geliştirmek, konuşma eylemi sürerken dinleyicinin tepkilerini izlemesini ve bu tepkiler doğrultusunda gerekli değişimleri yapabilmesine olanak sağlar.

İyi Bir Konuşmacı, Dinleyicisini Tanımaya Çalışır
Karşılıklı konuşacağı ya da karşılarında konuşacağı kişilerin niteliklerini, alışkanlıklarını, tercihlerini ve eğilimlerini önceden bilmek, konuşmacının hazırlık aşamasında çok işine yarar. Örneğin, aralarında bir kadın bulunan altı-yedi kişilik bir gruba, kadınları küçük düşüren bir fıkra anlatmak, o kadın dinleyiciyi rahatsız edebilir. Hele de bu konulara fazlasıyla duyarlı bir kişiyse, aşırı bir tepki verebilir. Dolayısıyla, güldürerek duruma egemen olmayı amaçlayan konuşmacı, tam tersine olumsuz, gergin bir ortamın oluşmasına yol açabilir.
İyi Bir Konuşmacı, Sesini İyi Kullanır
Ses kasının kapasitesini bilir ve konusunun gereklerine göre tonunu değiştirebildiği gibi, ses yüksekliğini de bulunulan yerin büyüklüğüne, grubun kalabalık olmasına ve niteliğine göre ayarlar. Sesinin tınısındaki özellikleri, akışın tekdüzeliğini kırmak için bilinçli bir biçimde kullanılabilir. Yeri geldikçe sesini inceltmesi, kalınlaştırması ya da ses tonunu yükseltip, düşürmesi dinleyenler üzerinde olumlu etkiler yapar. Konuşmacı bir anlamda zengin tınlayan bir ‘ konuşma ezgisi’ oluşturur.
İyi Bir Konuşmacı, Heyecanını Denetler
Konuşma sırasında soluk alıp verme dengesini iyi ayarlayarak, heyecanını denetim altında tutabilir. Denetimsiz heyecanın yol açtığı kesiklikleri, titremeleri, ses yetersizliklerini, düşünce boşluklarını, sözcük kayıplarını ve davranış bozukluklarını engelleyebilir. Hatta heyecanını, konuşmasının iç dinamiği biçimine dönüştürerek, etkileyici bir canlılık kazanır.
İyi Bir Konuşmacı, Diksiyon Kurallarını Doğru Uygular
Düşüncesini en iyi ifade edecek sözcükleri seçer, cümlelerin kuruluşuna özen gösterir, bunları diksiyon kurallarının gerektirdiği biçimde seslendirir. Harfleri boğumlandırırken, sözcüklerin doğru ve kolay anlaşılır olmasına çalışır. Dilin yapısal özelliklerini ve seslendiriliş biçimlerini etkileyici bir doğallıkla kullanır. Dile hakimiyetinin sağladığı inandırıcılık, güven ve saygınlığın, karşıya aktarmayı amaçladığı düşüncesini ifade etmekle zorlanmaz, konuşması sözcük aramakla bölünmez, düşünme payı sözcüklerini kullanma gereksinimi duymaz.
İyi Bir Konuşmacı, Beden Dilini İyi Kullanır
İçinde bulunduğu ortama göre sözlerini destekleyecek mimikleri, el-kol hareketlerini, beden açılarını, duruş ve oturuş biçimlerini karşısındakileri gözeterek ayarlar. Göz temasını, dikkati besleyecek bir unsur olarak çekinmeden, ustaca kullanır. Vurgulamalarına jestlerle canlılık ve boyut katar, dinlemeyi ve anlamayı kolaylaştırır. İçeriğindeki önemli bölümleri beden diliyle destekleyerek, aklıda kalıcılığını arttırmaya çalışır. Yaptığı tüm mimik, jest ve davranışlar, kişiliğiyle uyumlu ve doğal olduğundan dinleyiciyi irkiltmez, özden koparmaz.
İyi bir konuşma yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır.
İster topluluk önünde konuşalım, ister arkadaş çevrelerinde konuşalım, bizi dinleyenlerin inançlarını, değer yargılarını göz önünde bulundurmalıyız. Elbette ki, her konuşmanın bir mesajı vardır. Bunun için de onların duygularını sömürmekten özellikle kaçınmalıyız. Yapıcı konuşma, dinleyicilerin inançlarını, değer yargılarını, düşüncelerini olumlu bir yönde değiştirmeyi amaçlar.
İyi bir konuşma, ilginç ve değerli konuları kapsar.
Seçeceğimiz konunun hem kendimiz için, hem de dinleyiciler için ilginç olması gerekir. Açık bir gerçektir ki, ilgi duymadığımız bir konuda rahatça konuşamayız. Üzerinde konuşabileceğimiz konular sayısızdır. Ayrıca, konuşmanın düzeyini belirlemede de seçilen konunun büyük bir payı vardır.
İyi bir konuşma, konuşmacının kişiliği ile bütünleşir.
Konuşmacının kişisel nitelikleri ile konuşma arasında sıkı bir etkileşim vardır. Sözgelimi, yalancılığı, ikiyüzlülüğü herkesçe bilinen birinin “yalancılığın kötülükleri” üzerinde yapacağı bir konuşma, kimseyi inandırmaz. Bunun gibi, konuşucunun kişisel görünüşüyle sözleri arasında da bir bağlantı kurmak ister dinleyici. Bu yüzden, konuşmanın inandırıcılığında konuşmacının kişiliği önemli etkenlerden biridir
İyi bir konuşma, belli bir amaca yönelir.
Amaç, dinleyiciler üzerinde konuşmacının bırakmak istediği etkidir. Dinleyicilerimize neyi vermek istiyoruz, onları neye, hangi gerçeğe yönelteceğiz? Konuşmamız süresince bu soruları göz önünde tutmak zorundayız. Bu amaca, yönelmeden yapacağımız konuşma, dağınık, etkisiz kalacak, dinleyicilerimizde bir karşılık uyandırmayacaktır.
İyi bir konuşma, konuşmayı etkileyen etkenleri çözümleyerek oluşur.
Konuşmayı etkileyen etkenler şunlardır: Konu, dinleyici, ortam ve konuşmacı. İyi bir konuşma yapabilmek için bu öğeleri ayrı ayrı, bir bütün olarak değerlendirmeli, çözümlemeliyiz. Üzerinde konuşacağımız konunun boyutları nelerdir? Dinleyicilerimiz yönünden önemi nedir? Kimler için konuşacağız? Konuşacağımız kişilerin toplumsal, kültürel, ekonomik durumları, yaş, cinsiyet özellikleri nedir? Nerede, ne kadar süreyle konuşacağız? Konuşmacı olarak kendi durumumuz nedir? Bu soruların üzerinde durup bir bütün olarak bunları değerlendirmemiz gerekir. Konuşmamızı hazırlama ve düzenleme aşamasında bu soruları göz önünde tutmazsak başarılı konuşma yapamayız.
İyi bir konuşma, sağlam bir konuşma yöntemi üzerine kurulur.
Yöntemimizi amacımıza ve konuşma öğelerini değerlendirmemize göre seçmemiz gerekir. Genellikle konuşmalarda 4 ana amaç ve bu amaçlara yönelik 4 ana yöntem vardır: Tartışma, savunma, öğretme ve duygulandırma. Amaçla yöntem arasındaki bağlantıyı kurmak, başarılı bir konuşmanın önkoşullarından biridir.
İyi bir konuşma sağlam bilgilere dayanır.

Hangi konuyu seçersek seçelim, o konu üzerinde rahatça, doğal bir biçimde konuşabilmemiz, konunun gerektirdiği bilgileri, araç ve gereçleri edinmemize bağlıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder